28 Eylül 2010 Salı

Ah Bu Tatiller Olmasa














Tatil o kadar güzel ki keşke hiç bitmese diyorum ama biz tatilden döneli neredeyse bir ay olacak ve ben daha yeni yazabiliyorum. Kaç satır yazabileceğim meçhul olsa da. Fıtık sorunum her geçen gün daha da artıyor ve buna rağmen bile Duru'ya bir kardeş istiyorum. Nasıl olacak acaba? Bu arada yeniden teyze oldum. Erken doğum olduğu için minik Doğa şimdi hastanede. Umarım bir sonraki postta onun fotoğraflarını koyarız.

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Uzayıp Giden Tren Yolları













Uzayıp giden tren yolları, ağrıdan sızıdan tutmaz elleri. Çoooooook ara vermişiz yazmaya hem de çok. Bizim kız kocaman oldu, ben de bel fıtığı. Mağlum hem bankacılık hem annelik zor işmiş. Bütün gün sandalyede otur, akşam eve gelince ufaklık peşinde koştur. Sonunda kitlenip kaldık, bakalım doktor amca ameliyat dedi ama biz pek yanaşmıyoruz. Fizik tedavi ile atlatabilirsek ne ala...

13 Şubat 2010 Cumartesi

TAKSİM BİR İKİ









Çok ara veriyoruz biliyorum ama sözümde bir türlü duramıyorum. En azından resim eklemeyi becerebilsem o da yok. Bakalım bugün ne kadar yazabileceğiz. Geçen hafta sonu havayı güzel sanıp çıktık yola, hadi şöyle bir taksim yapalım dedik. En son Duru doğmadan önce gitmişiz. Nerden baksan en az 2 yıl olmuş. Yola çıktık çıkmasına ama İstanbul' a geldiğimizde hava öyle soğuktu ki acaba hata mı ettik diye düşünmeye başladık. Neyse her şeye rağmen bütün İstiklal Caddesine kah bebek arabasında kah yürüyerek boylu boyunca kat edip evimizin yolunu tuttuk. Böylelikle biz yıllar sonra Duru'da ilk defa Beyoğlu'na gitmiş oldu. İstiklal'de gezerken bir mağazda bu su sebilinin gördük. Tabi sevgiliyle ben Duru'dan daha heyecanlı hemen alalım diye seferber olduk ki son anda bir şey bizi bunu almaktan alıkoydu. Aslında iyiki almamışız. Çünkü mağazadaki fiyatı 60 TL iken biz üreticisinden kargo ücreti ile birlikte 35 TL'ye aldık. Duru zaten su içmeyi seven bir çocuktu artık gerisini siz düşünün. Şimdi susadığı zaman kendisi gidip içiyor. Tavsiye ederim.