26 Nisan 2009 Pazar

Her Eve Lazım



Bu sefer suç bende değil, geçen hafta boyunca yazmak için ne zaman bilgisayarın başına otursam internet yoktu. Bu yüzden yine bloğu boşlamış gibi olsamda suç bende olmadığı için rahatım. Baktım bugün sevgili sorunu çözmüş, deney yapmak üzere iş yerinin yolunu tutmuş bende ne kadar eş dost var ziyaret edeyim hem de bloğa şöyle iki kondurayım dedim. Geçen hafta ailece yine dolu dolu geçti. Bol bol gezip, portakal, limon, kiwi, domates, biber, salatalık ve karpuz ekimi yaptık. Duru ördekleri kovalayıp bol bol koyun besledi. Ancak bu aktiviteler sırasında kameramız yanımızda olmadığı için maalesef görüntüleyemedik. Bu arada sevindirici bir haber üst kattaki gürültücü ailenin lojman süresi bitiyor, inşallah yerine anlayışlı ve gürültüsüz insanlar gelir. Acaba gelir mi? İNŞAALLLAAAHHH...

Tabi bu kadar gezmek bizi kesmedi, bir günde İzmit'te kaldık. Baba ile ocakbaşı keyfide bir başka oluyormuş. Sevgili sanki askerlik arkadaşı, bizim kız da kırk yıllık ocakbaşıcı. Her yerde yerinde oturamayan cadı sandalyesinde uslu uslu oturup çorbasını içti.

Eee bu kadar uslu olan prensesi de ödüllendirmek lazımdı değil mi?

15 Nisan 2009 Çarşamba

Geçen Hafta

Sevgili sorup duruyor ne zaman yazacaksın, işe başlayalı bloğu iyice boşladın diyor.Haklı haklı olmasına ama o kadar çok yoruluyorum ki. Eve en erken 19.30 da gelebiliyorum. Bir saat Duru ile vakit geçiriyorum. Sonrasında da yemek hazırla, biraz dinlen en sonunda da uyku gelince cumburlop yatak. Durum böyle olunca da bloga vakit kalmıyor. Ama baktım olacak gibi değil,sevgili de evde yok bari bir iki satır karalayalım dedim.
Hafta sonu bizim Tazın bakımı olduğun için İzmit'e gittik. Arabamızı beklerken bizde outlet merkezinde 4 saat vakit geçirmek zorunda olduğumuzdan girmedik dükkan bırakmadık. Tabi bunların arasında oyuncak mağazasından Duru'yu bir türlü çıkaramadığımız için vaktimizin çoğu burda geçti.

Duru hangi oyuncakla oynayacağını şaşırdı ama sanırımbizim çocukluğumuzun lulahopunu çok sevdim. Bir ara bende deneyim dedim ama iyice paslanmışım, bir türlü çeviremedim. Ama Duru'yu görmeliydiniz hemen bizi taklit edip incecik belinde çevirmeye çalıştı.

Scooter delisi bir kız,üstünden inmek bilmedi. Ne yapacağız bu yaramazla bilmiyorum. Bisiklete de ayakta biniyor. Nerde ne kadar atlamalı,zıplamalı, aksiyon dolu bir şey varsa bizim ki orda. Şimdide arabalara merak sardı, illaki direksiyona geçecek. Tabi biz sevgili ile bu duruma hemen müdahele ediyoruz ama bazen durdurmak mümkün olmuyor.

Sonunda prensese istediği bisikleti aldık ve bisiklet sayımız ikiye çıktı.. Pusetten sıkılmaya başlayan Duru ve bizim için son derece rahat oldu. Artık her yere yanımızda taşıyoruz. Sevgili bu kadar yeter mi, uykum çok geldi.

8 Nisan 2009 Çarşamba

2 Nisan 2009 Perşembe

Olmuyor

Olmuyor iş, ev, yemek, çamaşır, blog hepsi bir arada gitmiyor. Uzun bir aradan sonra çalışma hayatına dönünce bayağı zorlanıyorum, hele bir de şube değiştirince, yeni insanlar, anlayışsız bir müdür, bakalım sonu ne olacak..Uzun uzun yazmak isterdim ama ihmal ettiğim dostlarımı da ziyaret etmek istiyorum. Son iki haftamızın fotoğraflarıyla sizleri başbaşa bırakıp ben misafirliğe gidiyorum. Vakit geç olmazsa dönüşte yazmaya devam ederim.